Normalde bu sayfada bolca eleştiri yazısı okursunuz. Takım iyiyse hoca, hoca iyiyse yönetim. Son yıllarda Fenerbahçe’de muhakkak yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu için en iyi zamanda bile, gözden kaçan eksik noktaları bulmaya çalışır ve onları dile getiririm.
Çünkü benim görüşüme göre eleştiri, övgüden daha faydalıdır. Ama Fenerbahçe bu kez beni bile çaresiz bıraktı. Futbolcuların oynadıkları futboldan aldıkları zevk suratlarına öyle yansıyordu ki, açıkçası böyle bir ortamda eleştirecek bir şey bulamadım.
Fenerbahçe’deki değişimi anlayabilmek için sadece İrfan Can Kahveci’yi izlemek yeterli olur. Önceden asık suratlı, memnuniyetsiz tavırlı ve negatif enerji yayan İrfan Can gitmiş, yerine rakibini kovalayan, ikili mücadele kazanan ve tam bir takım oyuncusu gibi hareket eden İrfan Can gelmiş. Bunun sonucu olarak oyundan çıkarken ıslıklar değil, “İrfan” tezahüratları tribünleri inletti. Ve o sırada İrfan’ın suratındaki gülümseme, Fenerbahçe’deki durumun özetiydi.
Aslan payı İsmail hocanın
Tabii burada aslan payı İsmail hocanın. Takımda bu atmosferin oluşmasına liderlik etmesinin yanı sıra, oyuncularını maçlara çok iyi hazırlıyor. Başakşehir’in sol tarafındaki zaafı iyi çözmüş, rakibini sürekli o bölgeden oyun kurmaya itip hataya zorladı ve başardı. Üçüncü gol o bölgeye yapılan baskı ve hata sonucu geldi. Fırsatlar değerlendirilse daha fazlası da gelebilirdi.
Oosterwolde ısrarı
Jesus’un unutturduğu Jayden Oosterwolde’yi, tüm eleştirilere rağmen takıma monte etmekte ısrar etti. Oyuncusuna güvenini hissettirdi, Oosterwolde de bu güveni boşa çıkarmayarak, oynadığı futbolla hocasına hediyesini verdi. Başakşehir karşısında şüphesiz maçın yıldızıydı.
Kadıköy cehenneminin zebanileri!
Becao ve Djiku ikilisini es geçmemek gerekir. Fenerbahçe stadının, atmosferi nedeniyle “cehennem” olarak tanımlandığı yıllarını anımsattığı gecede, iki zebani gibiydiler. Piatek’i 31. dakikada oyundan aldıracak kadar yıprattılar, yerine giren oyuncuları sahaya adım attıklarına pişman ettiler. Bu ikilinin verdiği güven, takımın geri kalanına da sirayet ediyor. Sakatlık olmaması durumunda Fenerbahçe’nin değişmez ikilisi olmalılar.
Fenerbahçe’deki yersiz kaygılar
Alanyaspor maçından sonra, Fenerbahçe için asıl sınavın puan kaybı yaşadıktan sonra vereceği reaksiyonda olduğunu söylemiştim. Görüşüm devam ediyor. Ancak sahadaki oyuncular da, her geçen gün bu kaygının yersiz olduğunu ispatlamayı sürdürüyor.
Yakın geçmişte yaşanan hayal kırıklıklarının taze olması, Fenerbahçe camiasında yine aynı endişeleri beraberinde getiriyor. Ama bu korkuyla yaşanmaz. Korkarak şampiyon olunmaz.
Uzun zaman sonra Kadıköy’de müthiş bir tribün vardı. 2000-01 sezonu şampiyonluğundaki her maçı izlemiş biri olarak, kesinlikle o döneme ait bir ruhun geri döndüğünü söyleyebilirim. Ama bir maç yetmez. Bu ruh halini tüm sezona yaymadan olmaz.
Alican Özcan